
Mutluluk hep uzağımızda mı, yoksa bu his mi bizi hayata bağlayan?
Hep mutluluk dilekleri, duaları ile büyüdük. Mutluluk varılması gereken bir nihai amaç gibi kondu önümüze. Oysa "mutlu musun" diye sorulduğunda "çok mutluyum" diye cevap veren insanlara deli gözü ile bakmaktan öteye gidemedim ben. Mutluluk diye bir şey yok. İnsanın anlık/kısa dönemli kendinden geçmeleri var. Herhangi bir sorun ya da kötü olasılık aklıma gelmeden 30 dakikadan fazla süre geçirebileceğimi düşünmüyorum mesela. Bazıları bunu "hayatı kendine zehir etme sanatı" diyebilir. Nihai mutluluğun teorik olarak "delilik" mertebesinde yakalanabileceğini düşünüyorum. Onun dışında, hayatın gelgitleri; aşklar, ayrılıklar, yalnızlıklar, birliktelikler ve hatta çok daha iyi ya da çok daha kötü durumları yaşama ya da paylaşma biçimimizdir bize kendimizi mutlu hissettiren.
Hep mutluluk dilekleri, duaları ile büyüdük. Mutluluk varılması gereken bir nihai amaç gibi kondu önümüze. Oysa "mutlu musun" diye sorulduğunda "çok mutluyum" diye cevap veren insanlara deli gözü ile bakmaktan öteye gidemedim ben. Mutluluk diye bir şey yok. İnsanın anlık/kısa dönemli kendinden geçmeleri var. Herhangi bir sorun ya da kötü olasılık aklıma gelmeden 30 dakikadan fazla süre geçirebileceğimi düşünmüyorum mesela. Bazıları bunu "hayatı kendine zehir etme sanatı" diyebilir. Nihai mutluluğun teorik olarak "delilik" mertebesinde yakalanabileceğini düşünüyorum. Onun dışında, hayatın gelgitleri; aşklar, ayrılıklar, yalnızlıklar, birliktelikler ve hatta çok daha iyi ya da çok daha kötü durumları yaşama ya da paylaşma biçimimizdir bize kendimizi mutlu hissettiren.
*Resim: "Composure" by Tony Giles
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder